ARDAHANDA ÇEKİLDİ ARKADA GÖRÜLEN DETAY OLAY OLDU

ARDAHANDA ÇEKİLDİ ARKADA GÖRÜLEN DETAY OLAY OLDU
Ardahan’ın Damal ilçesine bağlı Yukarı Gündeş köyünde Cengiz Morkoç’un yeni doğan danasını çektiği fotoğrafa yansıyan siluet, sosyal medyada münakaşa hususu oldu.

Damal ilçesine bağlı Yukarı Gündeş köyünde yaşam sürdüren Cengiz Morkoç, ahıra girip, yeni doğan dananın fotoğrafını çekti.

Eve çıkıp fotoğrafı denetim eden Morkoç, hayvanın arkasında, bir siluet olduğunu gördü. Fotoğraftaki silüetin ne olduğunu anlayamayan aile üyeleri, komşularını çağırarak ahırı ışıklandırdı.

Morkoç’un sosyal medyadan paylaştığı fotoğraf, münakaşa hususu oldu. Fotoğraf, çok sayıda yorum aldı. Silüet amacıyla değişik yorumlar yapılsa da kimse ne olduğunu tam olarak kavrayamadı.

Sosyal medyada münakaşaya husus olan fotoğraf.
Babam köyde çobanlık yapar iken annemle birbirlerini sevmişler. Tabiki evlenmek istemişler. Babaannem namacıylase hiç istememiş bunların evlenmesini. Hemen diğer kızla nişanlamış babamı. Nişan bozulmuş yüzük atılmış. Sonra yine nişanlamış o da uzun sürmemiş Tanrı anneme nasip edecek ya yine nişan atılmış.

Ne babamın annesi razı olmuş bu evliliğe ne de annemin abileri. Bir akşam aileleri hiçe sayıp kaçmışlar. Babaannem : bu kızı namacıyla getirdin?» diyerek bir saat sonra kızı alıp babasının evine geri götürmüş.

Aradan uzun bir vakit geçince yine kaçmışlar ama bu sefer evlenmişler. Eve gelince koparmış evvelce babaannem ama mecbur kabul etmek mecburiyetinde kalmış. Anneme babaannem hep zu-lmedermiş.

Babaannem anneme « sen beceremezsin» diyerek iş vermez, sonra babama « karın iş yapmıyor» diye şikayet edermiş. Sonraları da babam karısına sahip çıkacak yerde annesinin dolduruşuna gelip anneme dayak atmaya başlamış. Annem annesinin evine gider sahip çıkan olmaz, gittiği gibi geri gelirmiş.

İlk çocuğu dünyaya gelince adını Kıymet koymuşlar, değerli olsun diye ama kırkı çıkmadan ölmüş

Sonra Nazlı ablam dünyaya gelmiş. Belli bir yaşa kadar anneme ismi ile hitap ettirmişler. Anne dedirtmemişler. Babaannem ve babam aynı şekilde zulme devam etmişler. Ne iş yapsa yaranamaz laf ve değnek yermiş hep zavallı annem. Annem geceleri ablama sarılıp ağlarmış. «Nazlım sen olmazsan ben dayanamam» dermiş. Sonra bir ablam daha olmuş sonra ben. Ne kadar trajikomik ki bana babaannemin ismi verilmiş, bütün zulümlere rağmen. Halam kentte otururdu. Onlar geleceği vakit güzel yemekler pişerdi evde.

Anneme hizmetçi gibi davranılırdı. Onlar bir sofrada oturur biz annemle mutfakta yerdik. O gün babam tavuk keserdi halamlar geliyor diye, annem pişirirdi. (O vakitler tavuk her vakit değil hususk gelince kesilirdi.) Kokusu yayılınca ablamla kavga ederdik ben ciğerini ablam boynunu isterdi. Oysa but, göğüs, kanat, daha nereleri vardı ama biz onların bize düşmeyeceğini bilirdik. Bunların bize düşmesine bile razıydık. Gel vakit git vakit büyüdük evlendim. Şimdi evde hususkde olsa çocuklarımı sofradan ayırmam. Benim gibi hissetmesin diye. Önce onlar doyar sonra ben.

Biliyorum musunuz ne oldu. O vakit yanlarımızda olmayan babam şimdi bizi arar oldu. Şuan gelelim desek tavuk değil koyun keser. Hatta hem de hiç inanamazdım buna bizi dışlayan, en son söylenecek lafı en ön söyleyip bizim kalbimizi kıran, aşağılayan babaannem bize muhtaç oldu. Ama derler ya« Ocak tava gelir hamur tükenir, akıl kafaya gelir hayat tükenir» Zavallı annemi bütün uğraşları ile yarım bayan, sakat bayan yaptılar. Problem babam mı? Babaannem mi? Yaşam mı? Suç kimde? Okuduğunuz amacıyla teşekkür ederim. İsimsiz :Sayfamızdan bir hanım kardeşimiz.

kaynak:istanlik.com
Devamını oku » »

Yorum Yap