EVLİ OLAN OKUSUN HERŞEY DOYANA KADARMIŞ MEĞERSE..

EVLİ OLAN OKUSUN HERŞEY DOYANA KADARMIŞ MEĞERSE..
Adam hanımına pek hoş davranmaz, kalbini kırar. Ardından karısından sofrayı kurmasını ister. Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını. Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir beğenile yemeye başlar. Yiyecek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra hanımından tuz ister ve Hanımı; “Sen yemeğe devam et ben getiririm” der ve içeri gider adam ikide bir; “tuz nerde kaldı hanım?” diye sorar. Hanım her seferinde “tamam getiriyorum” diye cevap sunar. Ancak tuz bir türlü sofraya gelmez. Adam tuzu isteye isteye karnını doyurur. Sonra aklı başına gelir. Az evvelce hatununun kalbini kırdığı amacıyla özür diler Hanım mutfağa gider ve elinde tuzla geri basar. Adam merak eder ve sorar; “Bu ne şimdi karnım doyduktan ardından tuzu ben ne sunayım” der. Hanımı da ona; “Senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, gereksinim kalmaz” der. Devamı amacıyla ileri sayfaya geçiniz… Hani derler ya hiddet rüzgâr gibidir, bir vakit ardından diner ancak bir son derece dal kırılmıştır bile. Yaşamı boyunca herkes birini bulur ancak birbirini bulmak son derece azca insana nasip olur. O yüzden sevdiğinize haiz çıkın, onu ehemmiyetseyin ve kırmayın. Hanım mutluysa güzelleşir, güzelse mutlu olur. Mutlu olursa sen de mutlu olursun. Sevdiğinizi üzmeyin… Sevdiklerinizi üzmemeye özen gösterin. Kırdığınız kalp bundan sonra düzelmez. İş işten atlattıktan sonra her şey boş.
Devamını oku » »

Yorum Yap